
Hiçbir varlık yoktur ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü
selam mahlukatının en iyisi olan Muhammed’e bütün aline, ensarı ve muhacir
olan sahabelerine, ev halkına olsun! Besmele, hamd ü salat ü selamdan sonra,
bu mektûb, zelil ve yüce kapı eşiğinin lütfüne muhtaç olan köle tarafından,
efendisi ve reisi, iki gözünün nuru, kalbinin kuvveti, gavs-ı a’zamın
veledi, insan ve cinlerin kutbunun torunu, medar-ı iftiharım. Ona intisab ve
itimadım, farsça beyit:
"Cihanda hiç kimse Hafız gibi köleyi, kendine bir köle
edinmedi.
Çünkü dünyada hiçbir kimse, kendine senin gibi bir kimseyi
padişah edinmedi."
Aziz efendimiz Muhammed El-Seyyid Reşid efendiyedir.
Şunu arz eder ki: ayrılık müddeti uzayıp, mülakat sevgisinin
ateşi alevlenmekle beraber, maniler onu size kavuşmaktan men edip ne
sonbahar ne de sonradan oraya gelmek mümkün olmadığı için, en hakir bir
bedeli olsun diye size bir mektup yazdı. Gerçi o, bedellerin en hakiridir.
Fakat su olmayınca abdest için, toprak onun bedeli, güneş batınca çıra onun
bedeli olur. Farsça bir mısra:
"Güneşin yerine geçecek çıradan başka çare yoktur."
Hem de bu garib hastanın yaralı kalbi o mektubla şifa
bulacak. Susamış ciğerler onunla kanıp, kalblerinin hararetini, söndürücü
haberleri tarafınızdan gelmesine bir vesile olmak gayesiyle yazdı. Mektûb
küçüklerden bile olsa, kabul edilmesi şerefli zatların şanıdır. Bundan sonra
mezkûr köle, sizin ve kapı eşiğinizden bulunan dost ve kardeş ayaklarından
öper, parlak himmetinizin lütuflarından duanızı diler. Allah kâinatın en
şereflisinin, bütün alinin üzerine salat eylesin!