
Hiçbir varlık yoktur ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü
selâm efendimiz Muhammed’in, (sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve
ashâbının üzerine olsun! Sonra size (Molla Ahmed’e) selâm ve dua ederim.
Şunu bildireyim ki, sorduğun bu lâfız, mahallî lügatta sârih talâk lâfzının
tercümesi yoktur. Bu tevehhüm size Nubahar kitabındaki, itlaku-berdan (itlak-bırakmak)
manâsını ifade eden kelimelerden olruğu umulur. Halbuki mezkûr kitab,
lügatta muteber değildir, güvenilmez. Bununla beraber mahallî lehçeye göre
bırakmak manâsını ifade eden "berdan" kelimesi, müşterek olarak arapçadaki
talâk (boşama) ile ıtlak (bırakmak) kelimelerinin manâlarında kullanılması
niçin câiz olmasın? Nitekim arapçadaki talâk kelimesi de müşterek olarak
birçok manâya geldiği hâlde, sârih olarak boşanma manâsında kullanılr. Eğer
uzak bir ihtimale binâen, "Berdan" kelimesi, talâkın kinâye kısmından olduğu
kabul edilse de telâffuzda talâk kelimesi ona eklenilmekle sârih olur.
Nitekim El-Envar kitabında, farsça ve arbçadan müteşekkil olan:
"Tü zeni men nisti selâsi talâkatın" (üç talâk ile sen benim
kadınım değilsin) tâbir ve aynı manâyı taşıyan arabça:
"Lesti bizevceti biselâsi talâkatım" ile "enti bainun
biselâsı talâkatın" cümleleri, "talâk için sârih tâbirlerdir." demiştir.
Halbuki (fıkıh kitablarında) malûm olduğu üzere, bu ve buna benzer tâbirler
talâk kelimesiyle beraber bulunmazlarsa, talâkın kinâye kısmına girer ve
tâbirlerde çok geçer.
"Bacüri kitabından nakil ettiğin ibâre ise iddia ettiğin
şey’in hilâfına delâlet eder. Çünki nakl ettiğin ibare, (yukarıda dediğim
gibi) sârih veya kinâye lâfzın herhangi birisi diğerinin arkasında denilse,
lâfzın ifade eylediği sarâhat veya talâktan kinâye manâsından çıkarır."
Demek ki bir lâfız talâkın sârihi olup da ardından ona talâktan kinâye olan
bir lâfzın ilâvesiyle, o söz, sarâhat hükmünden çıkıp kinâye olur. Nitekim
talâk kelimesi kadın boşanmasında sârin bir tâbirdir. Fakat talâktan söz
edilip de ona, talâktan kinâye olan vesak (bağlamak) kelimesi ilave edilse (yâni
birisi kadınına: Ben seni vesaktan talâk ettim, dese), bu tâbir kinâye olur.
Keza, talâktan kinâye olan bir lâfza, talâkın sârih lâfzı ilave edilse,
tabir, talâkın sârihi olur. Arabça"enti bainun biselâsi talâkatın" (sen
benden ayrısın üç talâk ile) tâbiri gibi… Selâm hidâyete tâbi olanların
üzerine olsun!