
Salat ü selam, efendimiz Muhammed Mustafa’nın (Sallallahu
aleyhi ve sellem) safa ehli olan al ve sahabesinin üzerine olsun! Bundan
sonra, bu mektub, yüce efendisine muhtaç olan zelil köle, kötülerin en
kötüsü, köpeklerin en nakısından, iki gözünün nuru, belinin kuvveti,
eşiğiyle iftihar ve itimad edilen, Mevla’mız, yüce efendimiz, Seyyid
Ali’yedir. Allah onu şerefli babalarının ( Radıyallahü anhüm ) yolunda
bulundursun!
Bu mektub, üzerinizdeki eski, yeni ni’metiniz hakkını unutup
sahibinin kapısından kaçıp, üzerindeki hakkın ifasını, kayıb eden kimseden
bir özür dileğidir. Yüksek kapı eşiğinizden, mazeretinin kabulünü taleb
eder. Şiir: "İşte bu bir özürdür. Kabul olunmazsa, sahibi beldede şübhesiz
hayrette kalır. "
Mezkûr köle, yüksek kapınızın eşiğine gelip, onunla müşerref
olması azmindedir. Fakat birçok engeller, onu bundan men etmektedirler. Hali
hazırda maniler, ahırınızın binasına dönüp yok oldular. Dolaysıyla bir
müddet sonra, inşaallah mübarek kapınızın ziyaretiyle, müşerref ederse,
geçmiş ziyaret hakkını kaza edecektir. Şimdilik de sıcağın şiddetli
olduğundan, oraya gelmesi mümkün değildir. Lakin tekmanda şifahen işittiği
bir maddeden gönlü kırılmış ve şimdiye kadar da ona kulak vermedi ki, o da
Selahattin’in annesinin hikayesidir. Duyduğu gibi midir? Duyduğu gibi ise,
kalbindeki üzüntü zail olamaz. Ama o hususta, konuşması da mümkün değildir.
Çünkü kendisi, köleler sınıfından olduğu gibi, efendileriyle nasıl
konuşabilsin? Lakin zan ettiğine göre, cenabınıza en layık olan o hadisenin
vuku bulmamasıdır.
Bundan sonra, ayaklarınızdan öper, kapınızın eşiğindeki
köpeklerden dua diler. Seyyid Abdullah, Seyyid Dıhyeddin’in ayaklarından,
Selahaddin, Ismatullah ile Alauddin’in gözlerinden öper. Allahım, onları
güzel bir terbiye ile yetiştirif, ebedi saadetle devam etmenizi dilerim.
Allah, efendimiz Muhammed’e, (Sallallahu aleyhi ve sellem) bütün al ve
ashabına salat ü selam eylesin.