
Hiçbir varlık yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü
selâm, efendimiz Muhammed’in (Sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve
ashâbının üzerine olsun!
Bundan sonra, bu mektûb âlem kutbu kaymakamının (Radıyallahü
anh) perverdesinden, Allah yolundaki doğru dostu, Muhammed Sıddık
efendiyedir. Perverde evvelâ size selâm eder, hayır dualarıyla sizi
hatırlayarak ahvalinizden sorar. İkincisi, muhabbetten haber veren
mektûbunuz eline geçti. İçinde yazılan hâletlerin bahsini anladı. İnsanı
küfre sürükleyen vesveseler ile, gayr-ı ihtiyarî olarak kalbine ârız olan
hâtıralar hakkında, yazdığınız bahislerin cevabı şudur: Bil ki bazı
rivayetlere göre, sahabe-i kiramlardan (Radıyallahü anhüm) Fahr-i kâinat
efendimize (Sallâllahü aleyhi ve sellem) gidip, " şübhesiz, kalbimize bazı
şeyler vâki olur ki onunla telâffuz edersek kâfir oluruz" diye durumlarından
şikayet ettiklerinde, Efendimiz (Sallâllahü aleyhi ve sellem) "Bu gibi
şeylerin hâtıra gelişleri, imanın kemâlindendir"diye cevab buyurdular.
Âriflerin bâzısı da şeytan hırsız gibidir. Hırsız, bir karanlık eve girince
eline geçen herhangi bir şeyi alıp onunla yetinir. Daha iyisini taleb etmez.
Ev aydınlık ise, eşyanın en iyisini çalıp gitmeye acele eder. Şeytan da
böyledir. İnsan kalbi, günahlar karanlığı ile karanlık olduğu müddetçe,
vesveseli şeylerden herhangi birisini o kalbe düşürmesi ile râzı olur. Kalb
tâat ve riyazetlerle aydınlanınca, ondan îmânı sıyırıcı vesveseleri içine
atmaya çalışır. Allah, bizi ondan korusun!
Binaenaleyh, bahsettiğiniz vesvese ve hatıraların menşei,
şeyhi âzam ve en büyük mürşidimiz olan El-Şeyh Fethullah’ın (Radıyallahü
anhümâ) (Allah üzerimize bereketini nazil eylesin) himmetleri dolayısıyla,
size hâsıl olan imanın kemâli, kalbinizin aydınlatmasındandır. O kötü
vesvese ve evhamların, kalbden sıyrılmalarının çaresi, Gavs-ı âzam Seyyid
Sıbğatullah El-Arvasî (Kuddise sirruh) minehinde buyurduğu üzere, o
haletlerin kalbe gelip gitmelerine iltifat etmemektedir. Ve göğüs hizasında
mezkûr şeyh-i âzamın râbıtasına devam etmektir.
Uykusuz kalıp sarhoşlar gibi olduğunuzu yazmıştınız. O halin,
Allah’a olan sevginizin şiddetinden olduğu umulur. Allah onu günbegün
arttırsın. Râbıtada ve vird çekmekte gevşeklik etmeden, onlara çalışıp,
kalbinize gelen hâletlere iltifat etmemeniz lâzımdır. Kabz ve nefsi
zorlamakla bazı vakitlerde, yapılacak tâatler her zaman ve her yerde, kabule
daha yakın, daha yerinde olup yararlıdırlar. Selâm hidâyete tâbi olana,
Mustafa’nın şeriatından ayrılmayanların üzerine olsun ve Mustafa’nın (Sallâllahü
aleyhi ve sellem) âl ve ashâbının üzerine de salât ü selâm olsun!