
Hiçbir varlık yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü
selam Efendimiz Muhammed’e (Sallallahu aleyhi ve sellem) bütün al ve
ashabına olsun! Bundan sonra bu mektub, alem kutbu kaymakamının (Radıyallahü
anh) perverdesinden, emsalinin en üstünü, asrının en üstünü, asrının en iyi
adamı olan Kulihan bey ile Şerif ağa, kardeşlerine, oğullarına ve
akrabalarınadır.
Tarafınızda vaki olan fitne ve Esad ağa ile bazı ileri
gelenlerinizin ahirete intikal ettiklerinin haberi perverdeye ulaştı. Evvela
size "Allah ecrini büyültsün, mateminizin sonunu güzelleştirip,
geçmişlerinizi bağışlasın. Gönlünüze sabr versin!"
Ey dostlar! Sabr etmek şartıyla başa gelen musibetin ecrine
hiçbir şey denk gelmez. Allah (Celle ve ala) Kur’an-ı Kerim’de:
"Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine bir bela geldiği zaman,
teslimiyet göstererek "Biz Allah’ın kuluyuz ve (öldükten sonra) yine ona
döneceğiz." Derler. O teslimiyet gösterip rablerine sığınanlar üzerine,
rablerinden mağfiret ve rahmet vardır. Onlar, hidayete erişmiş olanlardır."
Allahü teala bu ayetlerde belaya karşı sabr edenlere üç şey
isbat etmiştir:
1) Rahmetle beraber
yücelik.
2) İkinci ayette, harfi atıf olan (vav)
bulunduğundan mezkûr rahmetten sonra, ni’met manasını ifadan rahmet.
3) Hidayet.
Peygamber’den (Sallallahu aleyhi ve sellem) özetle şöyle
rivayet edildi:
"Musibet zamanında, "biz Allah’ın kuluyuz ve yine ona
döneceğiz." Diyen kimseden başka musibetin ağırlık yükünü sırtına
almamıştır."
Yani sabretmiştir. Öyle ise, fitne çıkarmayıp, ateşini
alevlendirmeyin! Belki onu yaratan Allah’a (Celle ve ala) havale ediniz!
Çünkü Allah’ın intikamı çok şiddetlidir. Hiçbir kimsenin hakkını diğer
kimseye bırakmaz. Fitneci, fesad olanlara kulak vermemeniz lazımdır. Şayet
katilleri yakalamak isterseniz, hükümet bu iç için daha evladır. Zira
sizinle çatışanlar, kendilerini kurtarmak için, onlardan birisi hatta dört
kişi bile öldürmelerini temenni edip de hükümetin onlara yaptığı baskıları
istemezler. Billiniz ki, bizler, sizin bu olayınız için şiddetli üzüntüde
bulunuyoruz. Dünyayı elde etmek için, ahiretinizi satmanızdan korkarız. Zira
mel’un, (Allah’ın rahmetinden kovulmuş şeytan) fitne ve fesad çıkarmaya ve
ateşlerini alevlendirmeye çok haristir. Yapacağı fitnenin ateşinden
sakınınız. Biz sizin akıl, namus sahibi olduğunuzu sanıyoruz. Komşularınız,
sizden kıskandıklarını, kalblerinde size karşı olan kin ve kıskanmalarının
öfkesini almak için, fitneye düşmenizi sevdiklerini de biliriz. İşte bu
hususta uyanık olun! Bununla beraber maktülleriniz cihetinden size ve
rütbenize noksanlık gelmez. Size, akrabanıza, size tabi olanlara ve köy
ahalisine, selam olsun! Sizin ve onların sıhhatini aziz ve yüce Allah’tan
dileriz. Sözün hülasası, kurtulma çaresi, resullerin efendisinin
mutabaatındadır. Onlara, ona, al ve ashabına salavatın en tamamı,
selamlardan en kamili olsun!