
Bütün hamdler, bizi bu ni’mete kavuşturan Allah’a olsun.
"Eğer Allah bizi buna hidayet etmeseydi, kendiliğimizden hidayetlenmezdik. Gerçekten rabbimizin bütün peygamberleri, (Allah’tan) hak
dini getirmişlerdir." Allah (Celle ve alâ) hususî olarak bütün
peygamberlerden (Aleyhisselâm) efdâl olan Muhammed’in, (Sallâllahü aleyhi ve
sellem) umumî olark da diğer peygamberlerin, kezâ âl ve sahâbelerinin
üzerine, salât ü selâm eylesin!
Bundan sonra bu mektûb, âlem kutbu kaymakamının (Radıyallahü
anh) perverdesinden, Allah yolundaki kardeşi ve Allah için dostu, kalbinin
neş’esi olan Şeyh Alâüddin’edir. Allah, onu şerefli cedlerinin (Kaddesallahü
esrârehüm) yolunda bulundursun! Cumartesi ilim icâzetnâmesi okunduğundan
sonra, pazar günü mektûbunuz perverdenin eline geçti. Gecikmesinin sebebi,
kimden ve neden olduğunu anlamadı. Bakarak okuyunca, ondan manevî huzur için
çektiğiniz hasret, aşk kokusu duydu. Hattâ perverdede öyle te’sir eyledi ki,
gözlerinden yaş akmasına yakın bir durum oldu. Manevî himmetlerinden,
perverdenin kalbine esenlik nâzil olmak için, yüce cenâb, en kudsî olan iki
zatın (Üstad-ı A’zam ile Şeyh Fethullah’ın (Kuddise sirruhüm) ruhlarına
yalvarıp onlardan istimdad eyledi. Bunula beraber, size hâsıl olan hasret ve
sıkıntınıza karşı, Allah’a hamd ve şükr etti. Çünkü ondan uzaklık, ayrılık
kokusu duyulan manevî hâlet, ondan manevî yakınlık, visal kokusu duyulan
manevî makamdan daha üstündür. Mürid, zamanı gafletle geçtiğini anlayıp da
pişman olması, velev ki hasret çekip niyaz etmekle de olsa, gaflet zamanında
ondan mahrum kaldığı, manevî faydayı ilerde tedarik etmesi, hakkındaki
anlayışı, perverdenin nezdinde, mürid için, onda, cezbe, muhabbet ve kalb
huzuru olması zan ettiği, zamandan daha sevgilidir.
Gördüğünüz her iki rüyanın tabirleri ise, sadatın (Kaddesallahü
esrarehüm) son derece size iltifat eylediklerine delalet ederler. Çünkü o
rüyalar, ya ibadete, çalışmanızın uyarılmasına veya sana tavsiye edilen
virdlerin muhafazasına ve yapmadığın bu çeşit amellerin tedarikine
çalışmanıza işaret olup, ikisi de onların sana karşı olan son derecede
iltifatlarındandır. Öyle ise, bu iltifatlarının muktezasına göre, hareket
edip, Allah’a (Celle ve ala) şükretmek, ibadete ziyadesiyle çalışmak, dünya
aldatıcı, hilekâr olduğundan, ondan yüz çevirmek vacibdir.
Mektubunuzun geldiği günden bir gün önce, meclistekiler
arasında, sahabeden (Radıyallahü anhüm) bahs geçince, bazı kardeşler
tarafından "onlar dünyanın faydasız ve onda huzur ve esenlik olmadığını kat’i olarak bilmişlerdi. Hatta onda vaki olan elem verici hadiseler
olduğunu bilip de ondan yüz çevirerek, geçinecekleri kadardan başka bir
şeyle meşgul olmalıdır. Dolayısıyla külliyetleriyle ahirete ve Mevla Bari
Teâlâ’ya ( Celle ve ala) çalışarak, dünyada başlarına gelen sıkıntı ve
musibetlere ehemmiyet vermediler" denildi. Bu sözlerin te’siri, bu mektub
yazıldığı vakte kadar da perverdenin aklında kaldı. Buna size te’sir etmek
ümidiyle mektuba derc etti. Çünkü bazı mürşidler, "Herhangi bir şey’e
çalışmanın gücü, o şey’in faydasının bilinmesine göredir." demişlerdir.
Üçüncü rüyanız, yine sadatın (Allah bizi sırlarıylan
kutlasın) sana iltifat eylediklerine delalet eder. Çünkü onlar, senden
üzüntü fakirlik, güçsüzlük hali görünce, senin için güler yüz izhar ettiler.
Bu günlerde hayalinizi, bu alemin, Allah (Celle ve ala) ile ilişkisi olduğu,
yani Allah’ın kudretiyle olduğu üzere, toplayınız! Yani hatıra gelen şey
batıl da olsa, Allah’ın onu izhar ettiğini biliniz. Zira batıl şey de Hak
Teâlâ’nın fiilinden peyda olan şeylerin bazısı olduğu denilmiştir. Alemin
Hak teala sebebiyle varlığının manası, zat’ı Bari teala ile alem, güneş ile
ışığı gibi birbirlerinden ayrılmayan iki şeyler oldukları bilinmelidir.
Bayramlaşmaya gitmeniz, Şeyh-i Ekberimizin (Kuddise sirruh)
adet ve adabına uyup gitmek niyetiyle geçen seneler gibi olsun.
Size ve yanınızdakilere, tabilere, Muhammed Mustafa’nın (Sallallahu
aleyhi ve sellem) şeriatına tabi olanlara, selam olsun! O şeriatın sahibine,
aline de salavatın efdali ve en kamili olsun.