
Hiçbir varlık yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü
selâm Allah’ın mahlûkatının en hayırlısı olan efendimiz Muhammed’e, (Sallâllahü
aleyhi ve sellem) âl, ashâbına, ezvâc, ensârı sahâbisine ve ehl-i beytine
olsun!
Bundan sonra, bu mektûb, âlem kutbu kaymakamının (Radıyallahü
anh) perverdesinden, övünen ahlâk ile muttasıf zat-ı muhabbetle şereflenmiş
Nakşibendî tarikatında doğruluğa vasıl olup seydaya (El-Şeyh Abdurrahman’a)
mensup, nisbetin feyzlerinin şarabından içen, bu zamanda yüce sofîye
tâifesinin reisi olan muhterem mevlâmız, El-Şeyh Ahmed efendiyedir. Devamlı
olarak âlemin aydınlatıcısı ol! Ayrılık ve muharebe kelimesinin zamanı
uzayınca, mülâkat iştiyakının hararetini gidermek, hastaya şifa verip, ferah
ve neş’eye, Allah’a (Celle ve alâ) yönelmeye, mâsivadan yüz çevirmeye sebeb
olacak haberleri tarafınızdan celb etmeye perverdenin iştiyakı hasıl oldu.
Fakat Üstad-ı a’zamın (Radıyallahü anh) ve halkının hemen her odalarında
mevcut hastalıklar, ki Allah’ın hamdi ve Üstadın (Radıyallahü anh)
himmetiyle şimdilik hafiflimiş ve bu kışta haber ve havadislerin çokluğundan
doğan teşvik, hayret ve bu cümleden olarak perverde büyük taş gibi yerinden
kımıldanmayıp sabit olduğu halde, şehir ahalisi haber gönderip onu harekete
getirerek, gözünün nûru olan Muhammed Said’ı kendisinden taleb etmeleri
üzerine, onu gönderip mahallî kulüpteki meşverelerine dahil olduğu olaylar,
perverdeyi, size mektûb yazmaktan alıkoydu. Bu manilerden az bir vakitte
kurtulduğunda kalbinizin kendinize doğru iltifatına sıhhat ve selâmet
haberlerinizin celbine, halkınızın, tabilerinizin hallerini anlamaya sebeb
olması için, bu mektûbu yazmasına başladı. Çünkü zaman, her gün hattâ her
saatte değişik durumda olduğu için, şerrinden kurtulmak mümkün değildir.
Lâkin hamd kendisine mahsus olan Allah’a olsun.
Üstadın (Radıyallahü anh) himmetiyle bu ânâ kadar zâhire göre
yapılan sûrî sohbet ile, keza sûrî teveccühte ve o gayelerle halkın
toplantısında gevşeklik peyda olmayıp, belki bu kışta her taraftan gelip
toplanmaları, geçen senekinden ziyadedir. Fakat, iç görünüşe göre, kendisi (perverde)
üstad, ona ve etrafında toplananların üzerine himmet eylemesi, perverdenin
doğru yoldan çıkmaması, faydasız şeylerle meşgul olmaması için ondan (Radıyallahü
anh) istimdad ederek ona (perverdeye) vasıta olmanızı yüce cenâbınızdan
taleb eder. Zira gerçekten de bu zamanda insanı doğru yoldan çıkaracak ve
onun faydasız şeylerle meşgul olmasına sebeb olacak şeyler, çoğalmıştır.
Öyle ise, onu unutmayıp hatırınızdan çıkarmamanız lâyıktır. Çünkü kendisi
sizin bu iltifatınıza lâyık değilse de lâkin, pîrinizin türbesinin
hizmetçilerinden ve onun (Radıyallahü anh) civarında ikâmet etmektedir.
Kendisi de şerefli türbesinin nezdinde sizleri anmaktadır. İşte perverde bu
cihetten, üzerinde bir hakkı olduğunu bilir. Gerçi bu cihetten olmaz sa,
gayet karışık bir durumda ve noksanlık haletindedir. Hattâ, mezkûr cihetten
olmazsa, kalbden silinip unutulmaya müstahak olanlardandır.
Ev halkı şimdilik hastalıklarının azalmasından dolayı
sıhhattedirler. Fakat zayıftırlar. Bu husus Muhammed Said’in oğlu ile
Fethullah’ın oğlu, perverde, mümkünse bâzı havadisin beyanı ile sıhhat ve
selâmetinizin beyanını taleb eder.
Bundan sonra, perverde, ellerinizden öpüp duanızı diler.
Molla Ziyaüddin, Mehmed Sırrı, Molla İbrahim’in gözlerinden öper. Faki
Muhammed’e, bütün talebelere ve tâbilere selâm eder, ev halkından dua diler.
Allah, efendimiz Muhammed’e, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) âline ve
sahâbisine salât ü selâm eylesin!