
Salat ü selam Allah’ın Resülüne, aline ve ashabına olsun!
Bundan sonra, bu mektub, yüksek kapı eşiğinin hizmetçisinden, Allah
yolundaki kardeşi Ömer efendiyedir. Şerefi artsın! Hasan, zevcesine ilkin
(Be se talakı bi fetva, Halil be minra şerikati nake) "Fetvası olmayan üç
talak ile Halil benimle ortaklık yapmaz" sonra: (Be se talakan tü berdayi je
mala min here) "Üç talak ile sen benden boşsun, evimden git." Daha sonra, (Min
je husnü rızayı hüv berdaye) "Ben kendi hüsnü rızam ile boşamışım," dediği
sözleri hakkındaki mektubunuz hizmetçiye ulaştı.
Halil benimle ortaklık yapmaz mealinde dediği cümlesinde,
kadından veya onunla taallük edecek hiçbir şeyden bahs etmediği için, batıl
bir söz olup, talakından hiçbir şey düşmez. Bu sözün talak ile ilgisi
yoktur. Bununla yemin etmiş demektir. İkinci ve üçüncü sözleri de daha evvel
dediği sözünün esasına bağlıdırlar. Bağlı olduklarına göre, evvelki sözü ile
talakı düşmediği gibi, dediği bu iki sözü ile de talakı düşmez. Bu fetva
‘Ahmed B. Hacer"in kitabındaki talak bansinde, Arapça: "Lev kale leha enti
haramün aleyye" ‘Birisi zevcesine sen üzerime haramsın dese ve söylediği bu
sözlerinden dolayı üç talakı düştüğünü zan ederek, sonra zevcesine, sen üç
kere boşsun. Mezkûr zannına binaen söylediği bu ikinci sözü ile talakı
düşmez’ diye yazdığı ibaresinden alınmıştır.
Öyle ise, Hasan’ın zevcesine söylediği ikinci ve üçüncü
sözünü birinci sözlerine binaen söylemişse, talakı düşmez ve böylece
fetvasını verdim. Eğer ikinci sözü, birinci sözü ile irtibatı olmayıp da
ibtidaen ikinci bir manayı teşkil edecek bir söz ise, talakı düşer. Halbuki
kendisi, söylediği ikinci cümlenin birinci cümlesine binaen söyledim yani
birinci cümle ile talakım vaki oldu zannımla ikincisini de söyledim, diye
yemin etti. Allah efendimiz Muhammed’in, (Sallallahu aleyhi ve sellem)
alinin ve ashabının üzerine salat ü selam eylesin.
15 Şubat. 1325 yılı H.