İçindekiler


ALTMIŞ DÖRDÜNCÜ MEKTUP

Bu mektubları derleyen fakir Alauddin’e, Allah onu onun sırlarıyla kutlayıp onun derya gibi nurlarından Alauddin’in üzerine nazil eylesin! Bir talak meselesinin fetvası, talak da Hanefi alimleri nezdinde talak hususunda öfke talaktan önce karı kocasından talakın düşürmesini talep etmesi de talaka niyet etmenin yerine kaim oldukları, Şafii alimlerinin nezdinde, zihab [gitmek] tabiri talaka isnadı, talakın kinayesi olduğu ve talak ile telaffuz eden kimse, talakının düşmesine niyyet etmediği davasında bulunan bir kimse şafii alimlerince, içeceği yeminiyle musaddak (doğruluğuna karar verilir) olduğu hakkındadır.

Bütün hamdler, Allah’a mahsustur. Salat ü selam, efendimiz Muhammed’e (aleyhisselam) aline ve ashabına olsun! Bundan sonra bu mektub, alem kutbu kaymakamı (Radıyallahü anh)ın perverdesinden, gözünün nuru El-Şeyh Alauddin’edir. Allah onu iki cihandaki afetlerden korusun! Şerefli mektubunuz perverdeye ulaştı. İçinde yazılan şeyleri anladıktan sonra, ibn-i Abidin kitabını mütalaa ederek mektupta yazdığınız lafızların ne onda ne de başkasında sarahaten delalet edecek bir şey bulamadı. Ancak, ondan talak hakkında yazdığın bu lafzın, talakın sarihi olduğu anlaşılan ibareyi gördü. Çünkü mezkûr kitabda talaka ait başka bir sarih kelimesi ilave olmaksızın Farsça:

"Talak baş (talak olsun)" sözü sarih talak tabiri yapmış ve "Talağ, telağ, talak ve telak" kelimelerini de o kabilden saymıştır. Mektupta yazdığınız ibare, talakın kinayesi olduğu kabul edilse de gerçekten o kitab da öfkeyi talakın niyeti yerine geçirmiştir. Zira, İbni Abidin kitabının metni olan Tenvirü’l-Ebsar kitabı, talakın kinayesini, tefsir ettikten sora, kinaye ile telaffuz eden bir kimse, ancak, boşanmaya niyet etmesi veya durumun delaleti olan aralarında talakın müzakeresi, yani telaffuz etmeden önce, zevce kocasından talakın düşürmesini talep etmesi veya kocanın öfkelenmesiyle zevcesi boşanır.

Hanefi kitaplarında, mektubunuzda ondan bahsettiğin şahsın fetvası bulunmadığından, İmam-ı Şafii (Radıyallahü anh) mezhebine taklid edip, o hususta mezhebini kabul ettikten sonra, talakı düşmediğine fetva verdim. Çünkü adamın söylediği (üç talak benden gitmiş olsun, her ikiniz de gideceksiniz" tabiri ise, fıkıh kitaplarında yazıldığı üzere talakın kinayesi olup kinaye tabirinin tefsiri, adamın niyetine bağlıdır. Kendisi talakın düşmesine niyetim olmadığı diye yemin içti. Ve kendisi içtiği bu yemin vasıtasıyla, şeriatçe musaddaktır.

Bitlis’te olduğun zaman, işittiğiniz havadisten başka, hiçbir şey yoktur. Molla Selim’in fikrinde hiçbir kimse ona ittifak etmemiştir. Hatta Seyyid Ali bile Molla Selim’in maksadı ortaya karışıklık çıkarmaktır diye etrafa mektuplar dağıtmış. Bir mektup da bu fakire ve diğer birisi de hacı Musa beye göndermiştir.

Bu fakir, size selam edip duanızı diler. Keza bütün dostlara Muhammed Said de size selam eder. Molla Emin ellerinizden öper. Allah, efendimiz Muhammed’e (aleyhisselam) bütün aline, ashabına salat eylesin, 19 Mart 1330. Perverde-i kaymakam-i Kutb-i Alem.