
Hiçbir şey yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salat-i selam
Allah’ın yaratıklarının en hayırlısı olan Muhhamed’in (Sallallahu aleyhi ve
sellem) bütün al ve ashabının üzerine olsun! Bundan sonra, bu mektub yüce
kapı eşiğinin aciz ve taksiratlı hizmetçisinden, efendisi onlarala iftihar
edilen kemalat sahibi, tahir sülaleden gelen, bütün aleme nurlar saçan
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem)’e mensib, muazzam efendimiz, yüce
zat, şeyh Muhammed Sadaka’ya, Allah onu, mukarrebunlardan (kendilerine yakın
olanlardan) eylesin!
Muhabbetten haber veren mektubunuz ile kıymetli hediyeniz,
köleciğinize ulaştı. Mektubu gözlerinin üzerine bırakıp öptükten sonra
okuyup şiddetli sevincinden dolayı yerinden yükselmesine az kaldı. Nasıl
yerinden yükselmesin? Halbuki Allah’a (Celle ve ala) en yakın yol, kul,
kendini bir velinin kalbine yerleştirmesidir.
Çünkü velinin kalbi, nurların nazil olduğu yerdir. Hatta onun
iltifatından tek bir iltifatına hiçbir şey tekabül etmez, denilmiştir.
Nitekim Hafız El-Şirazi’de:
"Eğer o Şirazın mahbubu bizim gönlümüzü ele alırsa, onun
Hindo benine, Semerkand ile Buhara’yı bağışlarım." Dediği şiirin reddinde,
Farsça şöyle denilmiş. Şiir:
"Yanlış söyledin hata ettin. Sevgilinin kıymetini bilemedin.
Mahbubun tek bir nazarına dünya ve ahireti bağışlarım."
Bu kölecik, kendisine layık olmayan cenabınızın iltifatını
görünce, "Bu, rabbimin iyiliğindendir." Dedi. Bunun devamını Allah (Celle ve
ala) dan rica eder.
Efendim, gerçi köleciğin validi buyurduğunuz gibi idi fakat
benim hakkımda buyurduğunuz şeyden, merhalelerce uzağım. Nitekim hadis-i
kudside:
"Ben (Allah) kulum, hakkımda yürütmüş olduğu zannının
yanındayım." Diye buyurduğu rivayet edilmiştir. Temennisinde bulunduğunuz
şey, Allah (Celle ve ala) nezdinde kıymetsizdir. Allah, (Celle ve ala) kat
kat olarak size daha ziyadesinin verilmesin istenilir. Ta ki cenabınızın
kalbindeki Allah’ın (Celle ve ala) manevi huzurundan başka, her şeyi yakarak
kalbiniz muhabbet ateşiyle yeri olup dolayısıyla Allah ile kul arasındaki
perdelerin en büyüğü olan, nefis ortadan kalksın! Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve sellem): "Herhangi biriniz beni kendi nefsinden, malından,
çocuğundan daha çok sevmedikçe, hakkıyla iman etmiş olamaz." Hadis-i şerifi
de buna kati bir delildir. Allah’ın aşkı, kalbde tam olunca, sahibi hakiki
bir kul olur. Allah (Celle ve ala) dan, şerefli atalarımızın (özel olarak en
üstünlerine genellikle diğerlerine salat ü selam eylesin.) mütabeatıyla
cenabınıza, makamların en alası hasıl olmasını rica ederiz. Çünkü Allah (Celle
ve ala) Kur’an-ı Kerim’in:
"Bütün noksanlardan münezzeh olan o Allah’tır ki, kulunu
(Hazret-i Muhammed’i) geceleyin Mescidil Haramdan (Mekke’den) alıp etrafını
mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya kadar götürdü" ve yine Kur’an-ı
Kerim’in:
"Bütün alemlere bir korkutucu olsun diye, kuluna Kur’anı
indiren Allan’ın şanı ne kadar yücedir" ve
"(Cebrail) vahy etti Allah’ın kuluna ayetlerinde, en şerefli
olan ubudiyyet isini habibine seçmiştir."
Lanetli hırsız şeytan ile, kötü nefis hiçbir şey olmayan bu
fakiri çalmayıp, ta ki bu iki muzır şeylerin heveslerinden kurtulup
tabilerinizden olması için şefkat gözü ile kendisine bakmanızı ve onu
hatırınızda tutmanızı cenabınızdan rica ederiz.
Bu fakir ile yanında bulunanlar, bütün ev halkı ile başkaları
da el ve ayaklarınızdan öperler.
Nisan 1335.