İçindekiler


DOKSAN İKİNCİ MEKTUB

Yine mezkûr halifesine (Molla Ahmed’e). Sünnete tabi olmak, ruhsatlardan sakınmak, mahbubun (Allah’ın) muradı olan cezbe ve muhabbetle birlikte olmaları lazım olduklarının beyanındadır.

Salat ü selam, Allah’ın mahlukatının en hayırlısı olan efendimiz Muhammed ‘e, (Sallallahu aleyhi ve sellem) bütün aline ve ashabına olsun!

Bundan sonra, bu mektub, yüksek kapı eşiğinin hizmetçisinden Allah yolundaki en şerefli kardeşi Molla Ahmed’edir.

Allah, onu kendine doğru yönelen ve masivadan yüz çeviren kimselerden eylesin! Bu yüce Nakşibendi tarikatında – Allah sahiblerini, sırlarını kutlasın – sünneti seniyyeye tabi olmak, ruhsat ile, Allah’ın razı olmadığı bidatlardan sakınmakla beraber, cezbe ve muhabbet lazımdır. Yani mahbubun (Allah’ın) muradı ve emr eylediği kasdıyla, şeriatın mer eylediği şeyleri yapmak lazımdır. Âşık olan bir kimse, sevgilisinin arzuladığı şeyi sevmesi, nefsinin arzularından vaz geçmesi gerekir. Farsça şiir:

"İki kıbleye yönelip, mahbuba doğru giden yoldan gitmek mümkün değildir. Ya dostu rızası olacak ya da kendi nefsinin arzusunda bulunmak lazımdır."

Bundan sonra bu taraftaki ev halkı ile tabiler sıhhat ve selamette olup, şimdilik Cemalüddin’in düğünü ile, meşguliyet vaki olmuştur. Allah, (Celle ve ala) iyilik ve selametle bitirmesini rica ederiz. Bazı ev halkı, Nurşin’e gittiler. Sizin ve kardeşlerinizin, yanınızda bulunan talebe ve dostlarım Mustafavi şeriatına tabi olanların üzerine selam olsun! Mezkûr şeriat sahibinin, (Aleyhisselam) ashabının üzerine de salat ü selam ve sena olsun!