
Bütün hamdler, alemin Rabbine mahsustur. Salat ü selam ilk ve
son insanların efendisinin (Aleyhisselam) alinin, ashabının, zevcelerinin ve
zürriyetinin üzerine olsun!
Sonra bu mektub, yüksek kapı eşiğinin hizmetçisinden
hamiyyetli, namuslu, güzel haslet ve iyi ahlak sahibi olan Bulanık
kaymakamına, Allah, onu ve bizi, doğru yolda sabit eylesin! Onu ve ev
halkını dünya ve ahiretin afetlerinden selamet eylesin! Mezkûr hizmetçiye
olan muhabbetiniz, size bu mektubu yazmasına sebeb oldu. Çünkü şübhesiz
biliyoruz ki, o muhabbetiniz, Allah’ın (Celle ve ala) rızasından başka bir
şey için değildir. Çünkü o hizmetçiden hiçbir fayda gelmez. Öyle ise, size
Allah (Celle ve ala) ile Resulü (Sallallahu aleyhi ve sellem) karşı
muhabbeti her şeyden daha ala ve üstün olması cenabınıza layıktır.
Muhabbetin zuhuru mütabeat ile hasıl olup, kulun Allah’a (Celle ve ala)
muhabbeti, o mutabeata terettüb eder. Nitekim Allah (Celle ve ala) Kuranı
Kerimde: "Resulüm de ki, eğer siz Allah’ı seviyorsanız, hemen bana tabi olun
ki, Allah da sizleri sevsin!" diye buyurdu. Ekabirden bazısı, muhabbet itaat
etmektir demişlerdir. Yüce devlete sadakat, millete karşı şefkat Allah’a
itaat etmekle olur. Kâinatın rabbine yapılan iş, nasıl bu iki şeyin üzerine terettüb etmez? Öyle ise, salih amellerin yapılması sizin gibilere yakışır.
Zira dünya ve ahiretin seadeti, salih amellere bağlıdır. Hele bu mübarek
ramazanı şerif ayında yapılan ibadetler. Çünkü bu ay hakkında birçok hadisi
şerifler rivayet edilmiştir. Nitekim sahabe-i kiram (Radıyallahü anhüm)
demişler ki, Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Şaban ayının
son gününde bize bir hutbe okuyup buyurdular ki:
"Ey insanlar! Gerçekten mübarek, büyük bir ay size yaklaştı.
Onda bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesi vardır. Allah, orucunu farz,
gecesinde ibadet kılınmasını nafile eylemiş olduğu bir aydır."
Alimler, gecesindeki ibadetin fazileti, yatsı namaz ile sabah
namazlarının cemaatle kılınmasıyla hasıl olur demişlerdir. Daha sonra,
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) mezkûr hadisin devamında şöyle
buyurdu:
"Bir kimse o ayda bir hayır işlemekle kendini Allah’a
yaklaştırsa, başka bir zamanda bir farz eda etmiş gibi, bir kimse onda bir
farz ibadeti eda ederse, başka zamanda da yetmiş farz eda etmiş gibi sevab
kazanır. O, sabr ayıdır. Çünkü onda yemek yenmemeye sabredilir. Sabrın
sevabı cennettir. Lütuf ve merhamet ayıdır, onda müminin rızkı artar. Her
kim ki onda bir oruçlunun orucunu açarsa, günahlarına bir mağfiret olup
kendini cehennem ateşinden azad eder ve orucunu açtığı kimsenin ecrinden bir
şey eksik olmaksızın kendisine de o kadar ecir vardır." Bunun üzerine,
meclisinde bulunanlar, ey Allah’ın Resulü! Hepimiz, oruçlu bir kimsenin
orucunu açacak bir şey bulamayız, deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Allah, bu sevabı, tek bir hurma veya bir yudum su veya bir
yudum süt ile bir oruçlunun orucunu açan kimseye de bu sevabı verir." Yine
devamla Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;
"Onda, dört hasleti çok taleb edin! Onlardan iki hasletle
Rabbinizi kendinizden razı eder, diğer iki hasletten vaz geçemezsiniz.
Onlarla Rabbinizi razı edecek iki haslet: kelimei şehadet olan Eşhedü en la
ilahe illallah (Allah’tan başka bir Hak ilah olmadığına şehadet ederim.)
söylemek ve mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceğiniz diğer iki hasletler,
ise Allahü Teâlâ’dan kendinize cenneti dileyip cehennemin ateşinden ona
sığınmanızdır." Demek ki bu mübarek ayı ibadetle tazim etmesi ve gevşeklik
yapmaması akıllı kimseye vacibdir. İşte, cenabınıza benden bir hediyedir,
kabul ediniz!
Bundan sonra, Molla Derviş fakir hal olduğu ve orda ikamet
edecek bir yeri olmadığı için, Mahmudiyye kazasına gitmek üzere, bu fakirden
izin istedi. Sonra kaymakam bey, beni oraya gitmekten men edip, geçen maaşım
ile ilerdeki maaşımı vereceğine dair söz verdi. Ve geçen ayın maaşımdan da
bana beş altın vermiştir, dedi. Bunun üzerine ben, onu gitmekten men edip
kaymakam bey verdiği sözüne muhalefet etmeyecektir, zira kendisi, mümkün
olduğu kadar verdikleri sözlerini yerine getirdikleri kimselerdendir, dedim.
Bizler, dünya ve ahirette feraha kavuşmanız için, sizlere dua etmekle
beraber, sizin, Hasan Servet beyin, müftü efendinin, Davud ağa, Abdülbaki
Efendi, Haydar Efendi, Kahroman Efendi, yanınızda bulunanların efendimiz
Mustafa’nın (Sallallahu aleyhi ve sellem) mütabeatından ayrılmayan
kimselerin üzerine selam olsun! Salavat ve senanın en kâmili de Mustafa’nın
(Sallallahu aleyhi ve sellem) alinin, ashabının, zevcelerinin ve
zürriyetlerinin üzerine olsun!