
Bütün hamdler, kendisinden korkanlara, kurtuluşu veren Allahü
Teâlâ’ya mahsustur. Salat ü selam ilk ve son insanların efendisinin, (Sallallahu
aleyhi ve vellem) bütün alinin, ashabının, zevcelerinin ve zürriyetinin
üzerine olsun!
Bundan sonra, bu mektub, alem kutbu kaymakamının (Radıyallahü
anh) perverdesinden, Allah yolundaki kardeşi ve dostu, sevimli Şeyh
Mahmud’adır. Allah, onu nezdinde makbul olanlardan eyleyip onu ayıplayıcı
şeylerden muhafaza eylesin! Ona çalışılmasına ve onda hayat sarf edilmeye
layık olan şey, Mevla’nın (Celle ve ala) muhabbetidir. Çünkü onda çalışan
kimse, pişman olamaz. Dolayısıyla gözleri görmediği, kulları işitmediği
hiçbir insanın hatıran gelmediği şeyi onlar. Mısra;
"Onu (sevgiliyi) çok meth eden kimse, onun iyi özelliklerini
idrak etmez." Öyle ise, bu dünyayı onun husulüne vesile etmek lazımdır. Zira
dünya Allah’ı sevmek ve bilmek için yaratılmıştır. Nitekim hadisi kudside:
"Ben (Allah), gizli bir hazine idim. Bilinmemi sevdim. Beni bilmeleri için
halkı yarattım." diye buyurmuştur. Allah’u Teâlâ da Kuranı Kerimde "İnsan ve
cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım." (El Zariyat suresi,
ayet:26) diye buyurdu. Farsça;
"İşte sana maksud olan hazineden bir alamet verdik."
Bundan sonra, bu sonbaharın erken bir vaktinde, her iki
çocuğumuzun arasında teşebbüs ettiğimiz alakanın en yakın bir zamanda
tamamlanmasını (evlendirmelerini) isteriz. Bazı ev halkımızı feyzlerini
varid olduğu yere, yani Üstadı azamın merkadına yakın olan yere (Nurşin’e)
nakl etmek arzusunda olduğumuz için gerçi evladımızdırlar. Fakat, halkın örf
ve adetini terk etmeyiz. Ve üstadı azamın adetinden de dışarı çıkmayı da
sevmeyiz. Çünkü sadatın adetleri adetlerin ulusudur.
Size selam edip duanızı diler, size ve çocuklarınıza selam
ettikten sonra, size dua ederiz. Bütün talebelere selam eder, annenizden dua
taleb ederiz. Sözümüzün evvelinde ve sonunda Allah’u Teâlâ, efendimiz
Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) alinin ve ashabının üzerine salat
ü selam eylesin deriz.