İçindekiler


YÜZ İKİNCİ MEKTUP

Şeyh Abdülkahhar oğlu, halifesi Şeyh Mahmud’a, Allah’ın muhabbetine teşviki, muhabbetin bazı meyvesi ve faidesi, dünya ve dünyadaki şeylerin yaratılışından maksad muhabbet olduğu ve sadatın adetleri, adetlerin büyüğü olduğundan, – Allah, bizi onların sırlarıyla kutlayıp derya gibi nurlarından üzerimize bir nebze nazil eylesin – adetlerine muvafık olan bazı maslahatların ve konu ile ilgili meselelerin beyanı hakkındadır.

Bütün hamdler, kendisinden korkanlara, kurtuluşu veren Allahü Teâlâ’ya mahsustur. Salat ü selam ilk ve son insanların efendisinin, (Sallallahu aleyhi ve vellem) bütün alinin, ashabının, zevcelerinin ve zürriyetinin üzerine olsun!

Bundan sonra, bu mektub, alem kutbu kaymakamının (Radıyallahü anh) perverdesinden, Allah yolundaki kardeşi ve dostu, sevimli Şeyh Mahmud’adır. Allah, onu nezdinde makbul olanlardan eyleyip onu ayıplayıcı şeylerden muhafaza eylesin! Ona çalışılmasına ve onda hayat sarf edilmeye layık olan şey, Mevla’nın (Celle ve ala) muhabbetidir. Çünkü onda çalışan kimse, pişman olamaz. Dolayısıyla gözleri görmediği, kulları işitmediği hiçbir insanın hatıran gelmediği şeyi onlar. Mısra;

"Onu (sevgiliyi) çok meth eden kimse, onun iyi özelliklerini idrak etmez." Öyle ise, bu dünyayı onun husulüne vesile etmek lazımdır. Zira dünya Allah’ı sevmek ve bilmek için yaratılmıştır. Nitekim hadisi kudside: "Ben (Allah), gizli bir hazine idim. Bilinmemi sevdim. Beni bilmeleri için halkı yarattım." diye buyurmuştur. Allah’u Teâlâ da Kuranı Kerimde "İnsan ve cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım." (El Zariyat suresi, ayet:26) diye buyurdu. Farsça;

"İşte sana maksud olan hazineden bir alamet verdik."

Bundan sonra, bu sonbaharın erken bir vaktinde, her iki çocuğumuzun arasında teşebbüs ettiğimiz alakanın en yakın bir zamanda tamamlanmasını (evlendirmelerini) isteriz. Bazı ev halkımızı feyzlerini varid olduğu yere, yani Üstadı azamın merkadına yakın olan yere (Nurşin’e) nakl etmek arzusunda olduğumuz için gerçi evladımızdırlar. Fakat, halkın örf ve adetini terk etmeyiz. Ve üstadı azamın adetinden de dışarı çıkmayı da sevmeyiz. Çünkü sadatın adetleri adetlerin ulusudur.

Size selam edip duanızı diler, size ve çocuklarınıza selam ettikten sonra, size dua ederiz. Bütün talebelere selam eder, annenizden dua taleb ederiz. Sözümüzün evvelinde ve sonunda Allah’u Teâlâ, efendimiz Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) alinin ve ashabının üzerine salat ü selam eylesin deriz.