
Bütün hamdler, Allah’a mahsustur. Salat ü selam, Allah’ın
Resulünün, bütün alinin ve ashabının üzerine olsun! Bundan sonra, bu mektub,
yüksek kapı eşiğinin hizmetçisinden doğru dostu, Üstadı azamın halifesi olan
Şeyh Halil oğlu Molla Abdülkerim’edir. O Şeyh Halil ki, büyük ve küçükleri
Üstadı azamın muhabbeti yolunda ruhlarını feda etmişlerdir. Allah, Molla
Abdülkerim’i muhabbet ateşiyle yanan bir kimse eylesin!
Aşk ve muhabbetin şiddetinden, yakınmanızdan haber veren iki
mektubunuz da hizmetçiye ulaştı. Dolayısıyla gayet sevindi. Kalbine
mülakatınız için iştiyak hasıl oldu. Fakat, zamanın ahvalini ve bu aşkla
yanmanızı Üstadı azamın ev halkınız hakkındaki nazarından olduğunu anladı.
Zira, kendisi bir defa, ev halkınız hakkında, "Şayet o evde ama bir kız
evlattan başka bir kimse kalmazsa da o evde tarikat nisbeti yeşerir." Diye
buyurdu. Öyle ise, huzurunda bulunduğunuz vakit, sorumlu olmamanız için, cibiliyetinizdeki gizli nazar ve iltifatını, izhar etmekle Allah yolunda
çalışmanız lazımdır. Kendisinin size karşı bu nazar iltifatı, Allah’ın (Celle
ve ala) nimetinden ve şerefli babalarınıza olan sevgisi vasıtasıyladır.
Bunun içindir ki, Üstadı azamın, evlatları ile ev halkının kalbinde sevginiz
yer almış, sizin mektubunuza olan şiddetli sevinçleri, diğer mensubların
mektublarına yoktur. Durum böyle iken, yüce Mevla’nın (Celle ve ala) sevgisi
yanında, dünya ve dünya kumasının muhabbeti görünmeyecek şekilde, kalbinizin
noktasında bulunsun! Farsça şiir: "Eğer sekiz cenneti kendine gaye edip
gözümün önünde bulundursam veya cehennem korkusundan hizmet etsem, kendi
şahsıma selamet taleb eden bir mümin olurum. Çünkü bu iki şeyde bedenimin
payıdırlar. Aşık, Allah’ın aşkıyla gıdalanırsa, nazarında yüz adn (cennet)
tek yaş bir tüte bile değmez."
Üstadı azamın sizden matlubu da budur. Bahusus bu zamanda,
tam manasıyla Allah’a (Celle ve ala) yönelmeniz layıktır. Çünkü dünyanın
faydası, meyvesi ve baki kalmayacağı, onun için çalışmaya ve yorulmaya layık
olmadığı anlaşılmıştır.
Bundan sonra, eğer bu taraftan sual ederseniz, durumlarını
işittiğiniz kimselerden başak ev halkımız, selamettedirler. Ev halkın bir
kısmı Nurşin’de, bir kısmı da Garzan’dadır. Maksat hepsini Nurşin’de
birleştirmektir. Fakat, Allah’ın (Celle ve ala) irade ettiği şey bilinmez.
Büyük küçük erkek ve başkaları da size ve annenize selam eder, size dua edip
duanızı dilerler. Molla Abdurrahman ile kardeşlerinizin Konya’ya giden
akrabalarınızın durumundan bir şey anlaşılmıyor. Sıhhat ve selamet
bakımından, gelip gelemeyecekleri durumlarının bildirilesi rica olunur. Size
ve yanınızdaki, civarınızdaki dostlara selam olsun! Allah, Muhammed’in (Sallallahu
aleyhi ve sellem) alinin ve sahabelerinin üzerine salat ü selam eylesin.
Molla Muhammed Emin, Molla Fethullah, Muhammed Mahsum selam
edip size dua eder. Duanızı dilerler.
Mektubun arkasına şu yazılmıştı:
Bu mektubu getirene iltifat edip, onu imamlık yapması için,
bir köyde yerleştirmenizi dileriz.